14 Temmuz 2013 Pazar

AMERİKA - NEWYORK

Sıcaktan kavrulduğum ve evde oturmak zorunda kaldığım bu sıcak Temmuz gününde, ben neden evde oturuyorum da tatile gitmiyorum ya? diye düşünürken aslında biliyorum ki şirketimin bana verdiği 20 günlük izin hakkımı çoktaaan doldurdum :( Bunu farketmenin verdiği dehşet duygusu ve hava sıcaklığının verdiği yanıcı etki ile hemen inkar yolunu seçiyorum tabiki "Aman tatil yaptım da ne yaptım hiçbir yere gidemedim." Aklımı başıma getirecek, 1 yılda 3 ülke gezdiğimi hatırlatacak birileri mutlaka oluyor yanımda neyse ki :) Hazır bu da aklıma gelmişken, Amerika yazılarını yazayım artık dedim ve bu sıcak pazar gününde bilgisayarın karşısındayım yine. (Yazar burada intihar etmek istiyor)
Thy ile olan İstanbul-New york yolculuğumuz yaklaşık 10 saat sürdü. Açıkçası 10 saat uçak yolculuğu benim için endişe verici. En son 10 saatlik yolculuğumda, Çin dönüşünde hiç uyuyamayınca oturup ağlayacaktım ben inmek istiyorum diye. Neyseki New york yolculuğumun bir iki saati haricinde tümünü uyuyarak geçirdim :) Yanlış hatırlamıyorsam akşam 22:00 civarında John F. Kennedy havaalanına indik ve çilemiz başladı. Çilemiz başladı evet çünkü genel işleyişi bu mudur bilmiyorum ama pasaport sırasında yaklaşık 3 saat bekledik. Gerçekten tam olarak sırada 3 saat bekledik ve 3 saatin sonunda görevli yüzümüze bile bakmadan girişimizi onayladı. Böyle kötü başladığımız Amerika yolculuğumuz daha başka aksaklıklarla da devam etti. Yazı dizisini okumaya devam ettikçe halime acımaya başlayacaksınız :)
Saat 22.00'de indiğimiz havaalanından saat sabah 03:00'de çıkınca Ceyhun'unda benim de sinirlerimiz oldukça bozuldu. Benim çok uykum vardı ve ayakta durmaktan ikimizde perişandık. Onun ingilizcesi benimkinden daha iyi olduğu için genellikle gezilerimizde o yönlendirir bizi. Havaalanından inip kapıdan çıkmak üzereyken kalabalığın içinden bir adam öne çıkıp Taksi? diye sorunca bir an önce otele gidip yerleşmek için sanırım takıldık peşine. Ceyhun bunu okuyup hatırladığında yine sinirlenecek ve eminim ömrünün sonuna kadar bunu unutmayacak ama bizi taksi diye çağıran arkadaş korsan taksiymiş ve 90 dolar tutan yol için bizden 200 dolara yakın para aldı :) Bu konuda hiç suçumun olmaması nedeniyle gezinin bu kısmını ballandıra ballandıra anlatıyor olabilirim, otelin tuvalet ve duşunun ortak olması konusunu birazdan jet hızıyla geçeceğim :))
Uçak biletlerimizi alıp, otel ayarlama kısmına geldiğimizde genelde Ceyhun, otel seçimi kısmını bana bırakıyor sanırım oteli beğenmeyip dırdır etmeyeyim diye :) Her zamanki gibi uçak biletlerimizi alıp New york için otel bakma görevini üstlenmişken tam da meşhur Fifth aveneu'de, fiyatı da makul güzel bir otel buldum Booking'de. Americana Inn Hotel. Gözümden kaçırdığım ufak bir detayı, sabah saat 03:00'de otele giriş yaptığımızda resepsiyonist arkadaş söyleyiverdi: Otel'de tuvalet ve wc ortak. "Olur mu canım öyle şey, Booking'de öyle yazmıyor ama her odanın kendine ait tuvaleti, banyosu var yazıyor" atağıma karşılık resepsiyonistin "Booking bizden alınan bilgilerin yazıldığı bir site değil, belki bir müşterimiz yanlış yazmıştır" savunmasıyla bertaraf oldum. Ceyhun'un şimdi ne halt edeceğiz bakışına karşılık gitti 200 dolar bakışımla olayı geçiştirdim ama evet 2 gün boyunca banyoyu kullanamadık. Diyeceğim odur ki otel araştırırken Booking'e çok fazla güvenmeyin kokarsınız :) Şaka şaka Nisan'da gittik biz soğuktu hava. Ama Temmuzda Ağustosta giderseniz kesin kokarsınız :))
Ortak tuvalet ve banyolu otelimize alışmadan sabah oldu ve sabah ilk iş tabiki de yürüme mesafesindeki Empire State'e gitmek oldu. Empire state girişinde sokakta görevli insanlar oluyor ve sizi giriş kısmına doğru yönlendiriyorlar. Empire State girişinde sadece 2 gün New york'ta kalacağımız için 2 günlük New york kartı aldık. Bu kart ile ücret ödemeden gezebileceğiniz bir sürü turistik mekan var. 2 günlük kart 145$. Kartı aldıktan sonra binada küçük bir sinema salonunda size New york'un 3d gösterimini yapıyorlar. Daha sonra yaklaşık 10 kişilik bir grupla binanın en yüksek katına çıkıyorsunuz. Manzara gerçekten mükemmel...
Manzara mükemmel fakat sabahın erken saatleri olması nedeniyle sanırım, o kadar esiyor ve soğuk ki 10 dakikadan fazla duramıyorsunuz. New york'a kuşbaşı bir bakış attıktan sonra inip 11 Eylül 2001'de terörist saldırıya uğrayan Dünya Ticaret Merkezi'ne gitmeye karar verdik. Aslında özel olarak oraya gitmek istemedik. Özgürlük Anıtı'na giden feribotların kalktığı iskeleye gitmek istiyorduk ki önünden geçtiğimizi farkettik ve o tarafa yöneldik. Saldırıdan önce kulelerin olduğu yere, saldırıda ölenlerin anısına kare, içindeki suyun tek bir yerde birleştiği bir havuz yapılmış. Çok absürd gelmişti bana, buraya giriş ücretsiz ama kapıda zorunlu bağış toplanıyor. Herkesin acılarına saygım var tabiki ama sanırım Amerika böylesi bir olayı ilk defa yaşadığı için olay biraz şova dönüşmüş.
Buradan çıkıp Battery Park'a yol aldık. Çünkü Statue of Libert'ye giden motorlar buradan kalkıyor. New york kartımız olduğu için extra bir ücret ödemedik. Bizim gittiğimiz dönem heykelin yer aldığı adacığa yanaşmıyordu motorlar, yanlış hatırlamıyorsam bakım onarım çalışmaları vardı. Bu nedenle motor sizi 90 dakika boyunca o güzergahta gezdiriyor ve dilediğiniz kadar fotoğraf çekebiliyorsunuz.
Yaklaşık 1,5 saatlik deniz gezisinden sonra motor kıyıya yanaştı. Motor iskelesinin hemen yanında helikopter pisti de mevcut. 10 dk boyunca sizi Özgürlük anıtının ve New york'un üstünde gezdiriyor ve ücreti de 300 dolar. Biz helikopter turunu bir sonraki gezimize bıraktık. Battery park'ta anlamsızca gezinirken, Amerika'da bolca olan sokak müzisyenlerinden biriyle karşılaştık. Önce bilmediğim bir şarkıyı akordeonuyla çalarak bize yaklaştı ve para istedi. Kibarca gülümseyip uzaklaşıyorduk ki arkamızdan nereden geldiniz diye seslendi. Türkiye diye cevap verince adam bizi tam olarak dumur edip akordeonuyla istiklal marşını çalmaya başladı. Şaşkınlıktan ağzımız açık kaldı ve o arada para vermeyi de unuttuk :) Adamın jestine karşı bizim cimriliğimizi unutmadım ve bir sonraki New york gezimizde eğer aynı yerde olursa mutlaka faiziyle birlikte vereceğim hakkını :) Buradan Times Square'e gitmeye karar verdik fakat Times Square ve eğlenceli Madame Tussauds müzesini bir sonraki yazımda anlatacağım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız benim için çok değerli. Yorumlarınız için teşekkürler...