Blog yazmaya başladığımdan beri en çok vizeler hakkında sorular alıyorum sizlerden. Bu vizeler içinde en merak edileni ise kuşkusuz Amerika. Son dönemde sorular daha da artmaya başlayınca bununla ilgili bir yazı yazayım herkes aydınlansın istedim. Hem gezi yazılarına da ufak bir ara vermiş oluruz :) Öncelikle size resmi bilgilerden bahsedeyim: başvuruda gerekli evraklar gibi. Daha sonra da kendi tecrübemden bahsedeceğim.
Diğer vizelere göre evrak açısından en kolay vize bence Amerika. İstediği zorunlu evraklar şöyle:
- Tabiki geçerli bir pasaport :)
- Elektronik ortamda doldurduğunuz başvuru formunun onay sayfasının çıktısı
- 1 adet fotoğraf
- Öğrenci yada yeni mezun iseniz transkript
Bu listeye ek olarak yanınızda Türkiye'ye geri döneceğinizi kanıtlayan her türlü belge geçerli. Örneğin: Maaş bordrosu, banka hesap dökümü, size yada ailenize kayıtlı gayrimenkul varsa tapuları, şirket sahibi iseniz ticaret odası kaydı ve imza sirküleri gibi.
Evraklarınız hazırsa başvuruya başlayabilirsiniz. Öncelikle başvurular internetten online olarak yapılıyor. Formu doldurmaya başlamadan önce dijital ortamda olan bir fotoğrafınızı hazırlayın. DS-160 isimli başvuru formunu doldurduktan sonra formu onaylamak için fotoğrafa ihtiyacınız olacak. Formu doldururken ziyaretinize uygun olan vize türünü seçmeyi unutmayın. Örneğin turistik amaçlı gidiyorsanız B-2 uygun olacaktır. Konsolosluğun web sitesinden vize ücretini ödeyip randevu saatinizi seçin. Vize ücreti 160$ ile 270$ arasında değişiyor. Size uygun seçeneği bulup ona göre ödeme yapmalısınız. Ödemeyi yapıp randevu gün ve saatinizi de seçtiğinize göre artık yapmanız gereken tek şey doğru yer ve zamanda orada olmanız.
Amerika vize başvurularını şahsi olarak kabul ediyor. Bu nedenle randevu günü ve saatini seçerken iyi düşünün. Şimdi bunlar tamamen resmi bilgiler. Kendi tecrübeme geçecek olursam, benim pasaportum da Amerika vizesine başvurmadan önce sadece Çin vizesi vardı. Açıkçası bu beni biraz daha korkuttu. Çin ile Amerika arasındaki ilişkiler malum. Ayrıca İngilizcemin çok iyi olmaması da korkuttu beni. Bir de dünya kadar para verip uçak bileti alıyorsunuz otel rezervasyonu yapıyorsunuz insan normal olarak red almaktan da korkuyor :) Bütün bu korkuları yanıma alıp randevu günüm gelince konsolosluğun yolunu tuttum. Oradan çıkıp işe gideceğim için 8 randevusu idi benimki. Erkenden gittim tabii. Kapıdaki polis öncelikle randevu saatimden önce içeri giremeyeceğimi ve evraklar haricinde hiçbir metal ve elektronik eşyamı içeri sokamayacağımı söyledi. Ben de konsolosluğun hemen karşısındaki büfede oturup bekledim. O arada emanet aldıklarını da öğrendim ve anahtarımı, telefonumu bozuk paralarımı vs onlara bıraktım. 5 TL gibi bir fiyata bu hizmeti sunuyorlar size.
Randevu saatim gelince konsolosluğa gittim. İçeride sanıyorum 3 yada 4 tane sıkı güvenlikten geçtim. Pantolonunuzun paçalarını kaldırtıp oraya bile bakıyorlar. Daha sonra üst kata çıkıp Türk görevliye parmak izi verdim ve o arada doğum yerimi sordu. Nazilli dedim, o zaman neden forma İstanbul yazdınız dedi! Başımdan aşağı kaynar sular döküldü tabiki. Tamam 2002'den beri İstanbulda yaşıyor olabilirim ama ne zaman bu kadar sahiplendim ki ben bu şehri? Başvurum reddedildi, 160$ boşa gitti, bir sonraki randevuyu ne zamana verirler kim bilir gibi düşünceler içinde sinirden ağlamak üzereyken ben görevli, Neyse ben üstünü çizip düzelttim, sorun olmaz dedi ve ben kocamaaaaan bir Oh! çektim. Sıramı alıp beklemeye başladım. 5. sıradaydım acaba hangi görevliye denk geleceğim diye düşünürken 4 numaradaki bir beyfendinin görevliyle konuşmalarına tanık oldum. Beyfendi Amerika'da kız arkadaşının olduğunu onun yanına gittiğini bir süre onunla kalıp tatil yapıp döneceğini söyledi. Bütün evraklarını uzattı. Görevli ek olarak kiminle yaşıyorsunuz diye sordu beyfendi yalnız yaşadığını iletti. Görevli üstünüze kayıtlı gayrimenkul tapularını ve banka hesap dökümlerinizi görebilir miyim diye sordu. Sanıyorum beyfendi gayrimenkul zenginiydi :) Çünkü neredeyse bir koca dosya evrak uzattı. Görevli evraklara tek tek bakıp bir süre düşündü. Beyfendiye İngilizce biliyor musunuz diye sordu. O da çok az dedi ve işte: Görevli evrakları kibarca uzatıp o zaman daha sonra gidersiniz Amerikaya, şu an için uygun görünmüyorsunuz dedi. Bu red demek! Adam öylece kalakaldı ve bende öyle. Sonra görevli butona basıp numarayı değiştirdi ve 5. Evet benim numaram. 10 saniye önce günün ilk vizesini reddeden görevli ve benim numaram! O an aklımdan geçenleri söylememe gerek yok herhalde :) Görevliye kibarca günaydın deyip evraklarımı uzattım. Konuşmak için ondan önce davrandım ki görüşmeyi Türkçe yapmak istediğimi anlasın :) Aramızda kısa bir görüşme geçti, nereye gidiyorsun neden gidiyorsun nerede kalacaksın gibi. Yaklaşık 2 dakika içinde geri döneceğime ikna olup vizemi onayladı. Pasaportum da 3 gün içinde elime ulaştı.
Yaşadığım olaydan da anlayacağınız üzere Amerika vizesi için en önemli şey görevlinin sizin geri dönüp dönmeyeceğinize inanması. Kuşkuya yer bırakacak şekilde davranırsanız yada gerçekten gideyim de bir yolunu bulur dönmem diye düşünüyorsanız mutlaka fark ediyorlar ve reddediyorlar. Bunun dışında konuyla ilgili merak ettiğiniz şeyler olursa bu yazının altına yorum olarak bırakabilirsiniz. Umarım faydası olur bu yazının sizlere. Sevgilerimle...
Esra'cim..bu konuda deneyimli olarak ben de yasadiklarimi paylasayim..ilk vizemi alirken H2B (calisma vizesi) ne basvurmustum..o zamanlar 2010 da hukumet H2B yi kolay kolay vermiyor diyorlardi..benle ayni gun mulakata girecek bir bayan daha vardi..evli..bankada parasi..kocasi vs..hersey uygundu..bense normal bankada belki 2000 TL..ucak biletini anca alacak gucteyim..( bu arada vize basvusuru icin illa ucak biletini almaniza gerek yok onceden..ayirtin ne olur ne olmaz..o belgeyle basvurabilirsiniz) ben de beklerken bir suru olumsuz seye sahit oldum..giriste aramada sorun olmadi..2. vize alisimda deodorantim cantamda kalmis onu aldilar..cikarken geri verdiler o kadar.. O mulakat odasinda beklerken yalniz unutmuyorum 2 adam vardi..konferansa gidecekler..ahiret sorulari sordular..ne konferansi..neden gidiyorsunuz vs..bir ogrenci vardi..Turkce mulakat yapti bayan memur..cocuk resmen terledi..ben utandim artik cocugun yerine..cunku okuldaki ders notlarindan ogrenciliginin ne kadar kotu olduguna kadar ortaya cikti hepsi..sonunda sira bana geldi..Hi! deyince Ingilizce basladi mulakat dogal olarak..memur sadece nerde calisicam..nerde kalicam gibi sorular yoneltti calisma evraklarindakileri karsilastirmak icin.."mal varligim"i ya da diger topladigim evraklara bakmadi bile..sonucta UPS kuponunu gordum..diger bayansa ayni gun H2B alacak olan maalesef alamamisti..bankada para,evde koca ve cocuk fikri ters tepmisti..olasi gocmen durumundan vermemislerdi vizeyi..ondan cok paraniza da guvenmeyim..bu gelir, kalir ,yasar diye dusunebilirler..sonucta hazira dag dayanmayacagini biliyorlar..onlar icin 6 aylik harcamaniz yillarca orda kacak kalmaniza degmiyor..
YanıtlaSil2. vize alisim deneyimden olsa gerek gayet rahatti..iceri girdim..yine bir suru terleten sorulara maruz kalanlari izledim..dikkatimi ceken o gun cocugunu ziyaret icin vizeye basvuran annelerdi..uzuldum..mal varliklari..TR deki cocuklarinin ne yaptigi..ne kadar emekli maaslarinin oldugu hersey duyuldu..o mikrofonlarin sesi ole acikki..en arkadaki bile duyar herhalde..ama zaten kimse takmiyor..herkes kendi derdinde oldugundan..ustune ustluk 2 aylik jet vize aldilar gisede..sasirmistim cunku ilk defa sahit oldum gisede vizenin aciklanmasina..bir de 2 ay..sira yine bana geldi sonunda..ayni giseye dustum..memur farkli tabii..ozenle topladigim evraklarimi verdim..ustun koru cevirdi sayfalari..yine ingilizce konustuk..o donem cok seyahat ettigimden belki yardimci olan 2 ay sonrasi icin alinan Almanya ucak biletim, otel rezervasyonum vs idi..tek sordugu neden nereye gidecegimdi..arkadas ziyareti dedim..nerede kalacagimi..adresi soyledim..Amerika icin ucak bileti satin almamistim..sadece rezervasyon ciktisi vardi..iyiki ole yapmisim..cunku aldigim 10 yillik vize 1,5 sene bekledi..isim cikti gidemedim..vize alamasaydim daha kotu olurdu..
Kisaca vize alirken, Tr ye geri donceginizi ya evrakla ya da sozlu bir sekilde belli etmeniz gerekli..ayrica mulakatta rahat olun..kem kum yapmayin..Ingilizce biliyorsaniz konusmaya gayret edin..kimin kacip kalacagini gerci gozunden anliyolar o baska..bir diger onemli konu ailenizden, sulalenizden herhangi birinin kacak duruma dusup dusmedigi Amerika'da..arastirilan sadece siz degilsiniz..benim Allah'tan kardesim, esi vs gidip geldikleri icin olumlu oldu..yani dedenize kadar bakiyorlar..
Son bir sey; gumrukteki mulakat..orda da ayni..rahat olun.memura kalmis isiniz gerci..10 yillik vizesi olup tipis tipis geri donen, ya da 15 gunluk 2 aylik kalis izni alanlari biliyorum..
Basarilar,
Ebru M. Harris
Selam canım,
SilBilgisayardan onayladığımda nihayet düzgün göründü yorumun :) Söylediklerine tamamen katılıyorum. Sadece gümrük olayına katılmıyorum. Çünkü gümrükteki görevli benim yüzüme bile bakmadı :) Galiba zaten gelmiş buraya kadar basayım onayı geçsin dedi :))