Çin Gezisi Genel 1 yazısını okuyunca farkettim ki her ne kadar mutlaka bunu da yazmalıyım desem de unuttuğum bir çok şey olmuş. Mesela meşhur Shanghai gecelerinde neler yapılır? Sanırım bu konuda sizi ciddi bir hayalkırıklığına uğratacağız, çünkü gece eğlenceleriyle ünlü bu şehirde hiç gece klübüne gitmedik :) Peki biz akşamları nasıl vakit geçirdik? Öncelikle Shanghai'ın, İzmir kordona benzer "The Bund" olarak adlandırılan Huang Pu nehrinin kıyısında gezintiye çıkabilirsiniz. Nehir boyunca uzanan yolda karşıdaki Oriental Pearl Tower'ı izleyebilir yürüyüş yapabilirsiniz. Yanınızda su ya da atıştırmalık bir şeyler götürmek zorunda kalabilirsiniz çünkü bizim alıştığımızın aksine yiyecek içecek satılmıyor kordon boyunca. Bizim aklımıza gelen ilk şey çekirdek çitlemek oldu :) Malesef ki satılmıyor fakat bir ara pazardan geçerken ayçekirdeği bulup almıştım. Ayçekirdeğini bizim gibi tuzlu değil tatlı yiyorlar, bize pek uygun değil fakat benim gibi canınız çok çektiyse nefsinizi köreltir :)
The Bund'u boydan boya gezmek 1-2 saatinizi alacaktır. Burada hayat saat 22:00 civarında bitiyor ve tenhalaşıyor. Saat daha çok erken diyenlerdenseniz kordonun batısında kalan Zhongshan caddesi de size güzel zaman geçirtecektir.
Bu caddede hayat daha farklı akıyor :) Sokak aralarında dans eden gruplar görmek mümkün. Arzu ederseniz siz de gruba katılabilir, dans etmeyi öğrenebilirsiniz.
Bu cadde İstiklal Caddesi tarzında bir yer. Geç saatlere kadar açık mağazalar ve cafeler var. Tahmin edebileceğiniz gibi Çin'de yaşayacağınız en ciddi sorun iletişim. Free wi-fi sorunu. Bulmanız pek mümkün değil gibi. Sadece bu caddede Haagen-Dazs'larda free wi-fi var. Fiyatlar çok uçuk, 2 top dondurmaya 50 TL ödeyebilirsiniz fakat internet cafe ve free internet olmadığını düşününce bu paraya değebilir.
Biz Shanghai'da 3-4 gün kalmıştık ve bahsettiğim yerlerde gezerek, yürüyüşler yaparak geçirdik vaktimizi. Shanghai'dan sonra iş nedeniyle önce Ning-bo'ya geçtik. Ve hızlı treni kullanma şansına sahip olduk. Hayatımda gördüğüm en büyük gar ve hayatımda gördüğüm en hızlı trene bindim :) Yaklaşık 300 km hızla gidiyor...
Ning-bo küçük bir şehir ve biz gitmeden 1 hafta önce ciddi bir fırtına atlatmışlardı.
Günübirlik gittiğimiz Ning-Bo'da işimiz bitince neyimize güveniyorsak Nanjing'e şehirlerarası otobüsle gitmeye karar verdik. İngilizce bilen iş arkadaşlarımızın yardımıyla biletlerimizi aldık ve 8 saatlik Nanjing yolculuğumuz başladı. Son derece külüstür bir otobüsle bol bağırmalı çağırmalı bir yolculuk yaptık. Türkiye'deki otobüs şöförlerine ve firmalarına kızardım fakat onları görünce hepsinden özür diledim. Otobüs şöförü 8 saat boyunca bir arkadaki yolcu ile bağıra bağıra sohbet etti, önümüzdeki yolcu ayakkabılarını çıkarıp önündeki koltuğa dayadı. Nihayet bol sesli ve kokulu otobüs yolculuğumuzdan sonra Nanjing'e varabildik :)
Nanjing tarih boyunca çeşitli zamanlarda Çin'in başkenti olmuş, havası bunaltıcı derecede sıcak, en az Pekin kadar önemli bir şehir. Shanghai'dan 300 km, Pekin'den 1200 km uzaklıkta. Shanghai ne kadar yapay ve yeniyse, burası bir o kadar tarihi. İlk gün dinlenmek ve işle vakit geçirirken ikinci gün gezmeye karar verdik. Ve tatilimiz boyunca bizi en etkileyen yerlerden biri olan Konfüçyüs Tapınağı'na gittik. Büyük filozof Konfüçyüs'ü kutsamak ve anmak için 1034 yılında yapılmış tapınağın devasa bir giriş kapısı var.
Konfüçyüs'ün öğretisi bir din değil eski Wu dinine dayanan ahlak felsefesidir. Ona göre uyum denge ve iç huzura erişmenin yolu eğitimdir.
Konfüçyüs tapınağını da gezdikten sonra kendimizi yemek yemek için Nanjing sokaklarına atıyoruz. Bunlar da sokak manzaraları...
Sokaklarda bol bol gezip bol bol inceledikten sonra, üniversiteleriyle ünlü şehirde nerede yemek yenir sorusuna bir sonraki yazımda cevap vereceğim. En kısa sürede görüşmek dileğiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız benim için çok değerli. Yorumlarınız için teşekkürler...