26 Ocak 2014 Pazar

AMSTERDAM - DAM SQUARE

O kadar uzun zaman geçti ki üstünden şimdi yazmaya başlayınca utandım gerçekten. Bundan sonraki gezilerimi günü gününe yazmaya karar verdim artık. Çoğu planımı uygulayamadığım gibi bunu da uygulamayacak mıyım bilmiyorum ama gezinin üstünden uzun bir zaman geçince yazmak gerçekten çok zor oluyor. Ama bir yerden başlamak lazım değil mi? Geçtiğimiz Eylül ayında 1 haftalığına Amsterdam'a gittik ve bu yazıda orada neler yaptığımızı anlatacağım. Çoğunuz o küçücük şehirde ne yaptınız ki 1 hafta boyunca diye düşüüyorsunuzdur fakat bizim ki hem ticaret hem ziyaretti :) Öncelikle otel seçimimizi son dakikaya kaldığımız için fazla irdeleyemedik. Dam Square'e bakan küçük bir otelde konakladık. Dam Meydanı, 13. yüzyılda inşa edilmiş zaman zaman çeşitli gösterilerin düzenlendiği sokak sanatçılarının toplanma alanı. Aynı zamanda ünlü balmumu heykel müzesi Madame Tussaud'da bu meydanda.
Biz daha önce New York'da gezdiğimiz için müzeyi yeniden gezme gereksinimi duymadık. Meydanın dört bir yanında tramvay durakları var ve bu duraklardan havaalanı da dahil olmak üzere Amsterdam'ın istediğiniz bölgesine gidebiliyorsunuz. Tramvay bileti de yaklaşık 5 Euro idi biz gittiğimizde.
Meydanda ziyaret edilecek en önemli bina Royal Palace. 17. yüzyılda belediye binası olarak inşa edilmiş ve o dönemde Avrupadaki en büyük ve kalıcı bina imiş. Kraliyet ailesi artık burada yaşamasa da önemli sergi ve organizasyonlar da ziyarete açık halde oluyor. Biz gittiğimizde bir tütün fabrikasıyla ilgili sergi vardı o sayede gezme fırsatı bulduk. 
Dam Meydanı Amsterdam'ın en çok turist barındıran yeri olduğu için tabiki aktiviteler de turistlere yönelik. Dilerseniz meydanda size küçük bir şehir turu attırmak için bekleyen at arabalarıyla da anlaşabilirsiniz.
Meydanda yer alan bir başka şey de beyaz bir sütun üstünde heykeller bulunan Ulusal Anıt. 1956 yılında meydana yerleştirilen bu anıt 2. dünya savaşında hayatını kaybedenler için yapılmış. 
 
Dam Meydanı kısaca böyle. Tabii her daim insanları başlarına toplamayı bilen sokak sanatçılarını da unutmamak lazım. Her gün aynı saatte ateş gösterileri yapan bu adam gibi...
7/24 insan kaynayan Amsterdam'ın en ünlü mekanı Dam Meydanında durum böyle. Amsterdam yazılarını birkaç parça halinde yazmaya karar verdim. Bu nedenle bir sonraki yazı Amsterdam Kanalları ile ilgili olacak. Merak edenleri bir sonraki yazıya beklerim. Mutlu günler...

2 yorum:

  1. blogun çok güzel artık takipçinim
    bloguma beklerim
    http://hayatimakyajla.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil

Yorumlarınız benim için çok değerli. Yorumlarınız için teşekkürler...